Anne with an E

19.yy'da geçen dizinin ana karakteri Anne adlı bir genç kız. Yetim kalmış ve yıllarca başka ailelerde hizmetçi olarak büyümüş ama içini hep güzelliklerle doldurmuş bir kız çocuğu. Şiirlerini coşkuyla okuyan, cümlelerini bilinmedik kelimelere boğan, dostluklarına ve ilişkilerine sımsıkı sarılan, herkes ona çok kötü davransa da her ihtiyaçları olduğunda en çok yardıma koşan kişi olan minik bir kız...

Bir abla ve kardeş tarafından evlat edinilen Anne, hayal gücünü kullanmaktan çekinmeyen, prenses olduğunun hayaliyle yaşayan, herkesin sahip olduğu o harika elbiselerden sadece bir tanesi bile hediye edildiğinde mutluluktan ağlayan, nesnelere verilmiş isimleri beğenmeyip, gördüklerine kendisi isim koyan harika bir kız...

Dizi, Anne karakterinin gözünden cinsel istismarı, zorbalığı ve kimlik bunalımını ele alıyor. Anne'i evlatlık alan abla ve kardeşin de hayatı anlatılıyor dizide. Ama onların geçmişteki hayatını öyle sızı sızı işlemişler ki diziye. Bir anda gösterilmiyor hüzünleri, mutlulukları, vedaları... Tane tane diziliyor, işleniyor. Yürek burkan her anda sizin de içinizden bir şeyler kopuyor.

Bu dizi öyle bir şey ki, her duyguyu içimde tamamen hissetmemi ve yaşamamı sağladı. Coşkuysa coşku, hüzünse hüzün. Onlarla birlikte güldüm, onlarla birlikte ağladım...

Dizinin ilk 2 sezonu şu an Netflix'te mevcut fakat sanırım diğer sitelere henüz 2.sezon gelmemiş. Eylülün son haftasında diğer sitelerin de yükleyeceğini düşünüyor ve izlemenizi büyük bir tutkuyla tavsiye ediyorum.

Ve tabii her zamanki gibi sevdiğim yerleri sizinle paylaşmak için bir yere not aldım!

"Pişmanlık hayatın en zehirli şeyidir."

"O kadar sevdiğin birini kaybetmenin ölçülemez bir acısı olmalı. Bir saniye içinde, bir kalp atışı süresinde, sonsuza kadar gider ve bunu değiştirmek ya da geriye getirmek için yapabileceğin hiçbir şey olmaz."

"Ufka bakıp dünyanın dört bir ucundaki yerleri hayal etmek harika, ve türlü yaşamları..."

"Bence kırık şeylerin kendilerine has, hüzünlü bir güzelliği var. Yıllar boyunca yaşanan zafer ve trajediler içlerine işliyor. Hiçbir hayata dokunmamış yeni eşyalardan çok daha romantik olabilirler."

"Şimdi dünyanın alabildiğince büyük olduğunu hatırladım. Farklı umut, korku, his ve heyecanların; hayatın gerçek anlamını bulmak için bütün tehlikelere rağmen adım atmaktan korkmayanları beklediğini hatırladım."

"Sevdiğinin ölümüyle hayatın aslında ne kadar kısa olduğunu ve bu hayatı bir kez yaşayabileceğini anlıyorsun."

"Seni bilgime eş, mutluluğuma paydaş, kalbime dost hayat arkadaşım olarak kabul ediyorum. Yıllarca eşit hayat ortakları olarak dans edelim."

"Farklı olmak kötü bir şey değildir. Sadece alışık olmadığınızdır."

"Hayatım gömülmüş umutların mükemmel bir mezarlığı."

"Dünya senden nefret etse, seni kötü görse bile vicdanın rahatsa ve sen suçlu olmadığına inanıyorsan hiç arkadaşsız kalmazsın."

"Hayat benim için kin beslemek ya da yanlışlara odaklanmak için fazla kısa."

"Gamsız ve yaya, düştüm sonunda yola. Sağlıklı, özgür, beni bekleyen dünya. Uzun, kahverengi patika, götürür beni seçtiğim diyarlara."

"Gelecekte hatıran, yalnız hayatımın üstünde yıldız gibi parlayacak."

"O, bir sürü değişik duyguyu yaşardı. Onun gözlerinde hayat, birçok farklı tona bürünürdü. Dünyamı renklendirirdi."

-Dünyanızı renklendirenleriniz olsun efendim...